Bedriye Süleyman Abbas
Cumhurbaşkanı Anayasa Hukuk Danışmanı
Bedriyye Abbas’la Hortum’un en modern ve en gelişmiş caddesinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüştük. Cumhurbaşkanlığı Sarayı bir zamanlar ülkeyi işgal eden Mısır ve İngiliz ittifakı, yani koloniciler, tarafından inşa edilmiş ve Afrika’daki zengin topraklar buradan yönetilmiş. Koloni dönemine ait izleri hala taşıyan bina bir taraftan da dökülmüş duvarları ve eşyası ile Sudan hükümetinin yoksulluğunu anlatıyor. Bedriye Süleyman Abbas, bütün Sudan’lı kadınlar gibi üzerine tek parça bezden oluşan “top”unu sarmış; yüzünde oldukça belirgin bir makyaj var ama saçlarını göstermeyen sıkı başörtüsüyle aslında etrafımızda gördüğümüz birçok kadından farklı değildi. Sudan’ın geleneksel kıyafetinin, zenginle fakir gibi sınıflar arasındaki ciddî farkları ortadan kaldıran güzel bir kıyafet olduğunu düşündük.
Bismillahirrahmanirrahim. Alemlerin Rabbi Allah’a Hamdolsun. Salat ve Selâm Peygamberlerin en şereflisi Hz. Muhammed ve ashabının üzerine olsun. Cumhurbaşkanlığının Anayasa hukuk danışmanıyım. Üç kızım iki torunum var.
Kahire Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’ni en yüksek dereceyle bitirdim. Londra Üniversitesi’nde mukayeseli hukuk üzerine yüksek lisans yaptım. Yine aynı üniversitede hukuk mastırımı tamamladım. Doktora tezim “Sudan’ın 100. Yılında Anayasal Gelişmeler” başlığını taşıyor. 1970 yılında Adalet Bakanlığında başsavcı olarak çalışmaya başladım.
Adalet Bakanlığının ceza, medenî hukuk, yasama bölümlerinde ve uluslararası antlaşmalar alanlarında görevlerim oldu. Bir süre Hortum başsavcısı olarak çalıştım. 1987 yılında cumhurbaşkanlığı hukuk danışmanı oldum. Yüksek lisans yapmak için İngiltere’ye gönderildim. Bir şans olarak yüksek lisansımı “İslâm Hukuku ve Mukayeseli Hukuk” üzerine yaptım. Mastırımı ise “Anayasa Hukuku, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri” konusunda yaptım. Sudan’a döndükten sonra cumhurbaşkanlığı yasama ve anayasa hukuk dairesinde danışmanlık görevine devam ettim.
Daha sonra “İslâm Yasaları Teknik Heyeti”nde çalışmaya başladım. Buraya cumhurbaşkanlığı kararı ile atandım. Bu heyet üç komisyondan oluşuyordu. Bu komisyon Sudan hukuk mevzuatının İslâmîleştirilmesi için çalışmıştır.
Burada önemli bir şey söyleyeceğim. Sudan kanunları İngiliz hukukundan alınmıştır. Bu kanunları değiştirme kararı alınınca, değişiklik yapılacak olan kanunların Sudan halkının istediği gibi İslâm esaslarına uygun olması gerektiği ortaya çıktı. Bu değişikliklerin hepsini birden yapmak mümkün değildi. Biz de değişiklikleri basamak basamak yapmaya karar verdik. Bu komisyon yeni bir bakış açısıyla Sudan kanunlarının esası olan yirmi kanunda köklü değişiklikler yaptı.
1985 yılında halk ayaklanması başladı. İntifada devam ettiği zaman, ben meslek hayatıma avukat olarak devam ettim. 1989’da yeni yönetim geldiğinde özel büromda avukatlığa devam ediyordum. Yeni yönetim, programını açıklayınca yeni siyasi ortamda çalışabileceğimi düşündüm. İlk defa yapılan “Kadın ve Kurtuluş” konulu uluslararası bir konferans organizasyonuna katıldım.Yeni yönetim kadının eğitimi ve geliştirilmesi hususunda kararlıydı. Konferans bu sebeple de çok önemliydi. Sudan’da bir kadın federasyonunun oluşturulması kararlaştırıldı konferansta. Tüzük, devlet başkanı tarafından onaylandı ve bugün bu konfederasyon, Sudan’ın her tarafında faaliyet göstermektedir. Bu yapılanma Sudan kadının statüsünde önemli bir değişiklik yaratmıştır. Bu örgüt içeride ve dışarıda bölgesel ve uluslararası konferanslara katılmıştır. Bundan sonra Hortum Şehri Parlamento Hukuk Komisyonu Başkanlığına seçildim. Ardından bir sonraki seçimlerde aday oldum ve erkeklerle yarıştığım seçimde seçimi ben kazandım ve Hortum milletvekili olarak Parlamento’ya girdim. Sonra Hortum şehrinin Hukuk İşleri Bakanı oldum. Federasyon Bakanlığı da yaptım. 2001 yılının şubat ayında Cumhurbaşkanlığı Yasama ve Hukuk İşleri Danışmanı olarak tayin edildim. Önemli ve çok çeşitli sorumluluklar yüklendim. Aynı zamanda cumhurbaşkanının yazdığı bütün metinlerin gözden geçirilmesi görevini üstlendim. Cumhurbaşkanlığı ile adlî organlar arasındaki koordinasyonu da ben sağlıyorum. Adlî makamlar, Anayasa Mahkemesi, Adalet Komisyonu aynı zamanda Adalet Konseyi genel sekreterliği yapıyorum. Fakat en fazla gurur duyduğum görevin “Sudan kadın federasyonunun hukuk ve siyasi danışmanlığı” olduğuna inanıyorum.
Bu bir hayat meselesidir. Beni eğitime ve çalışmaya teşvik eden rahmetli babamdı. Onun sayesinde hayatın bütün alanlarına girdim. Çünkü ortaokul sıralarında babamla birlikte siyasi faaliyetlere katılmıştım. Babam bana vatan sevgisini, bir kadın ve anne olmam gerektiğini öğretmişti. Ben bu toplumun bir ferdi idim ve babam bana, bu toplumla nasıl iç içe yaşanacağı bilincini vermişti. Babam bana daima, kadının toplumsal değişimin öncüsü olduğunu söylerdi ve kadının toplumdaki yerinin öneminden bahsederdi. Benim bu derece başarılı olmam babamın gerçek anlamda beni desteklemesindendir.
“Devlet kadına önem veriyor…”
Sudan hükümeti kadın hakları konusuna büyük önem vermektedir. Bunun için parti ve kadın kongresinde uzun tartışma süreçleri yaşadık. Kadına özgü bir bakanlık mı oluşturulmalıydı yoksa devletin kadın konusunda izleyeceği politikaların uygulanmasını kolaylaştırıcı bir kadın federasyonu mu kurulmalıydı? Biz hangisini istiyorduk? Bu konu, tartışmalarımızın ana konusuydu. Bizim tercihimiz federasyon kurulmasından yana oldu. Bu çeşit bir yapılanma Planlama Bakanlığının gözetimi altında yapıldı. Bugün bu bakanlığın adı Kadın ve Çocuk Bakanlığı olarak değiştirildi. Bütün bu gelişmeler, devletin kadına verdiği önemin göstergesidir. Devletin kadına verdiği bu önem sadece yeni hükümet ile başlamadı. Eski hükümetler de Sudan kadınına önem veriyordu. Sudan’da kadının seçme hakkını 60’lı yıllarda, seçilme hakkını ise 70’li yıllarda elde etmesini bu gerçeğe delil olarak gösterebiliriz.
Kadın, Sudan parlamentosunda milletvekili olarak parlamentoya girdi, yargıç oldu, Yüksek Mahkeme üyeliğine yükseldi, büyükelçi oldu, bakan oldu. Kadınlar, sadece genelde kadınların yaptığı bakanlıklara değil erkeğin tekelindeki bakanlıklara da geldi. Örneğin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı vs. Çünkü bu bakanlıkları kadınların üstlenmesi geleneği yoktu. İslâm ve Arap ülkelerinde kadınlar genellikle Sosyal İşler Bakanlığını üstlenirler. Kadınlar bugün Sudan’da, meselâ Uluslararası Planlama Bakanlığı, Sosyal Kalkınma Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Danışmanlığını yapmaktadır. Eyalet valilerimizden biri de kadındır. Kadının yasama ve yürütme organlarında görev alması devletin kadını karar mekanizmasına ortak ettiğini gösterir.
“Bizim anayasamız kadınlara CEDAW’dan daha fazla hak tanıyor…”
Devlet şu anda bir proje çerçevesinde kadın eğitiminin yaygınlaştırılması için çalışmaktadır. Çünkü Sudan’ın bazı eyaletlerinde kız çocukları örf ve âdetler gereği çok küçük yaşlarda evlendirilmektedir. Dolayısıyla kadınların eğitimi zorlaşmaktadır. Bu sebeple bizler, genç kızları eğitim almaları yönünde cesaretlendiriyoruz. Bu projeyi cumhurbaşkanının eşi yürütüyor. Aileleri, çocuklarını okula göndermeleri konusunda mecbur tutuyoruz. Çünkü gelecek nesilleri en iyi şekilde yetiştirecek olan ancak eğitimli kadınlardır. BM’nin kadın için hazırladığı kadın toplantılarının hepsine katıldık: Kopenhag, Neorobi, Pekin toplantıları gibi… Kadının ilerlemesi için büyük projeler hazırladık. Katıldığımız toplantılarda kadınlarla ilgili yaptığımız çalışmaları içeren on beş yıllık bir bildiri sunuyoruz. Şu anda son on yılda kadın için yaptıklarımızı anlatan bir rapor hazırlığı içindeyiz. Bu raporu aynı zamanda BM’ye sunacağız .
Sudan’da kadının haklarına kavuşması için uğraşıyoruz. Hatta CEDAW toplantılarında kadın için planlanan haklardan daha fazlasını biz burada gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle Sudan kadını birçok hakka kavuşmuştur. Bazı kadın STK’ları CEDAW kararlarının kadına daha fazla hak sağlayacağına inanıyor. Fakat bizim anayasamızın kadına tanıdığı haklar, CEDAW’ın tanıdığı haklardan daha fazladır.