Fatma Khafagy
Ulusal Kadın Konseyi Ombudsman’ı – Cinsiyet Eşitliği Ofisi Başkanı
DEVLETİN KADINLARLA İLGİLİ AYRIMCILIK TEŞKİL EDEN KANUNLARI VE PRATİKLERİ DURDURMASI GEREKİYOR…
Mısır, güçlü bir kadın hareketi geçmişine sahip olmasına rağmen burada kadın haklarıyla ilgili hâlâ ciddî problemler var. Fatma Khafagy kadın hakları aktivisti olarak BM dahil olmak üzere, uluslararası pek çok alanda ülkesini temsil eden önemli bir isim. Onunla Nil kenarında söyleşi yaptık. O, Mısır’da pek çok kadın hakları savunucusunun yaptığı gibi “Her şey yolunda; sorun yok!” yaklaşımını benimsemedi. Ülkesindeki kadınların durumunu objektif bir değerlendirme ile ortaya koymaya çalıştı. Kendisi, başkanlığını Suzan Mübarek’in yaptığı Ulusal Kadın Konseyinde çalışıyor. Sseküler bir yaklaşımı benimsiyor. Ülkesinde hem uygulama, hem de kanunlar anlamında pek çok sorun olduğunu gizlemiyor.
Ulusal Kadın Konseyi üç yıl önce kuruldu. Mısır’da çalışan veya çalışmayan her kadından cinsiyet ayrımcılığına dair şikâyetler alıyoruz. Ofiste avukatlarımız var. Bize gelen şikâyetleri araştırıyoruz ve çözmeye çalışıyoruz. Kadınlar için legal yardım merkezi olan CEWLA’nın da başkanıyım. Bu şehirde, fakir bölgelerde yaşayan kadınlara legal olarak karşılıksız yardım sağlayan bir sivil toplum kuruluşu. CEWLA aynı zamanda kadına karşı uygulanan şiddetle mücadele ediyor.
Ben aynı zamanda Arap Kadınlar İttifakı’nın da yönetim kurulu üyesiyim. Bu kuruluş, Mısır’daki en büyük kadın organizasyonu. Mısır’ın neredeyse her yerinde çalışmaları var. Kadının ekonomik gelişimi ve Mısırlı kadının siyasi katılımını artırmak için çalışıyoruz. Kadınların parlamentoda veya mahallî idarelerde daha fazla yer almalarını istiyoruz. Özellikle Mısır’daki fakir bölgelerde kadınlara iş bulabilmeleri için yetenek kazandırma eğitimleri veriyoruz.
“Kadınlar her alanda ayırımcılığa uğruyor…”
Mısır aile hukukunda kanunlar, kadına karşı ayrımcı maddeler içeriyor. Hâlâ çok eşlilik ve boşanamama problemi var. Erkek kadını ne sebeple olursa olsun kolayca boşayabiliyor ama kadın ciddî bir problemle karşılaşsa bile boşanabilmesi çok zor. Ayrıca kadının çocukları 15 yaşının üzerindeyse kaldığı evi de kaybedebilir. Yani bir adamla 20-30 yıl yaşadıktan sonra boşandığı anda evi elinden alınabilir. Boşandığında çocuklarını geçindirecek kadar para bulması da çok zor. Kadın bir de kendisine avukat bulmak zorunda. Mahkemenin kendisini haklı çıkarması için birkaç yıl beklemek zorunda kalabilir. Mahkeme sonucunda haklı çıksa bile kararın uygulanması da çok önemli. Çünkü erkekler genellikle kaçıyorlar, Mısır çok geniş bir ülke ve polisin onları bulup kararı uygulaması çok zor. Her zaman eski kocayı bulmak kadının görevi. Evlilik bittiğinde durum karmaşık bir hâl alıyor. Mısır’da boşanma oranları gittikçe çoğalıyor ve birçok kadın bu durumdan mustarip oluyor. Çünkü erkekler sadece kendi istediği için ve hiçbir sebebe dayanmadan boşanabiliyor. Bence bu Mısır’da yaşayan kadınlar için önemli bir problem.
Ayrıca evlilik bittikten sonra erkek, kadının haklarını aramasına engel olmak için ona şiddet uyguluyor. Erkek kadının mahkemeye gidip çocukların nafakası, vesayeti veya ev konusunu gündeme getirmesini istemiyor. Sonuçta kadını ya dövüyor, ya öldürmekle tehdit ediyor. Bu konunun en büyük problemlerden birisi olduğunu düşünüyorum ve bunu da bize binlerce Mısırlı kadından gelen şikâyetlerden yola çıkarak söylüyorum. Kadınlar boşandıktan sonra gerçekten çok fazla problemle karşılaşıyorlar.
Mısır’da çalışan kadınlarla diğer ülkelerdeki kadınlar aynı problemlere sahipler. Devlet veya özel sektörde yönetici pozisyonuna gelmeleri çok zor. Ayrıca kadınların anne, eş ve çalışan kadın gibi farklı rollere sahip olması da problem. Meselâ birçok Mısırlı kadın geçici sözleşme ile çalışıyor ve hamilelik izni alma hakları yok. Çocuk sahibi olduklarında işlerini kaybediyorlar. Bazen de başka yere tayin ediliyorlar ve çocuklarını, ailelerini bırakamadıkları için istifa etmek zorunda kalıyorlar.
“Aile hukuku değiştirilmeli…”
Partilerin, kadınların problemlerini çözmek için yapması gereken çok şey var. Meselâ devletin kadınlara karşı yapılan ayrımcılığa el atması gerekiyor. En önemlisi de aile hukuku değiştirilmeli. Bu konuda diğer Arap ülkeleri örnek alabiliriz. Meselâ Fas, aile hukukunu değiştirdi geçen yıl. Çok eşliliğe sınırlama, erkeğin kadını hiçbir neden olmadan boşamasına engeller getirdiler. Kadının hiçbir suçu olmadan boşanması hâlinde kendisine tazminat ödenmesi gerekliliği zorunlu kılındı. Bu çok önemli ve devlet bunu yapmak zorunda. Biz Fas’taki bu iyi yöndeki değişimi örnek alabiliriz.
Mısır’da kadın hakim yok. Sadece anayasa mahkemesinde bir tane var. Aile mahkemelerimiz var ama tamamen erkeklerden oluşuyor. Cezayir, Tunus, Fas, Sudan, Yemen, Suriye, Lübnan’da kadın hakimler var. Bizde de devletin bu konuda adım atıp, mahkemelere kadın hakimler getirmesi gerekiyor. Bu, kadınlara karşı bir ayrımcılık. Çok iyi avukatlarımız, hukukun her dalında kadın profesörlerimiz var. Erkek hakimlere ders verenler onlar; bu işi neden yapamasınlar.