Kartini
TV Sunucusu
RAHATLA , SAYGI GÖSTER, TEPKİ VER
Kartini, Malezya’da gençlere hitap eden çok dinamik bir programın üç sevimli sunucusundan birisi. Programın yapımcılığını Marina Mahatir yapıyor. Farklı din ve kültürden üç genç kız ve Marina Mahatir, Red prodüksiyon şirketiyle beraber bir çok başarılı programa, hatta sinema filmlerine imza atıyorlar. Amaçları, toplumdaki konuşulamayan birçok konuyu ve gençlerin değişimini ekrana yansıtmak. İşledikleri konular arasında ensest ilişkiden çok eşliliğe, askerlikten HIV’e kadar ülkede tabu hâline gelen pek çok başlık var. Şu ana kadar bir çok tabuyu da ekranda yıkmış görünüyorlar. Sevimli, cıvıl cıvıl, cana yakın güzelce bir Malay kızı olan Kartini ile program stüdyolarında buluştuk.
Ben Malezya’da 3R(relax-respect-react ‘rahatla, saygı göster ve tepki ver’) adında bir program sunuyorum. Benimle beraber iki sunucu daha var. Onların adı Rafida, ve Salina. Salina Çinli ve Hıristiyan. Ben ve Rafida ise Malay ırkındanız ve Müslüman’ız. Malezya’da pek çok ırktan insan var.
Biz sadece programı sunmuyoruz. Senaryo yazarlığı konusunda mastır yapmış olan Rafida, programın senaryosuna katkıda bulunuyor . Ben ve Salina da program için araştırma yapıyor ve senaryosunu yazıyoruz.
Bizi diğer programlardan farklı kılan şey, çok rahat olmamız bence. Hedef kitlemizin çok genç insanlar ve yeniyetmeler olduğunu biliyoruz. Yeniyetmeler “Bunu yapamazsın!” şeklindeki nasihat tarzında şeyleri dinlemekten hoşlanmazlar. Zaten belli şeyleri yapamayacaklarını bilirler. Ama onları arkadaşça uyarır ve belli konulardan haberdar edersen bu daha etkili olur. Meselâ biz HIV, AIDS, ev içi şiddet, çevre gibi konuları işliyoruz. Tabii ki son dönemde önemli olan ülkemizle alâkalı askerlik gibi konuları da işliyoruz. Askerlik üzerine bir bölüm yaptık. Çünkü bugün 18 yaşına gelen herkes askerlik yapmak zorunda. Bu yüzden bir sürü gürültü koptu. Pek çok aile çocuklarını askere göndermek istemiyor çünkü korkuyorlar. Bu yüzden askere gitmemiz gerekmediği hâlde, askerliğin nasıl bir şey olduğunu görmek için askere gittik. Şimdi onlara tecrübelerimizi anlatacağız.
Programda hem kadınlara yönelik hem de gençlere yönelik konuları işliyoruz. Meselâ anne babası boşanan gençlere yol göstermeye çalışıyoruz. Daha eğlenceli bölümler de var. Örneğin, hoşlandığınız çocuğu nasıl elde edersiniz ya da sevgilinizden ayrıldıktan sonra bu durumu nasıl atlatırsınız gibi ilişkilerle alakalı şeyler.
“Hayat tarzımız ve kıyafetlerimizi seçmekte son derece liberaliz…”
Bence Malezyalı kadınlar olarak emsallerimizden şanslıyız. Bizim Malezya’da sahip olduğumuz bağımsızlığa ve özgürlüklere sahip olmayan başka ülkeler biliyorum. Resmî olarak Müslüman bir ülke olmamıza rağmen burada pek çok özgürlük var. Hayat tarzımızı belirlemekte ve kıyafetlerimizi seçmekte son derece liberaliz. Sokakta başörtüsü takan kızlar var ama onların buna zorlanmadığına inanıyorum. Bu onların aile değerlerine bağlıdır. Bazı aileler kızlarından bunu isteyecektir. Tabii ki Müslüman ve aynı zamanda Asyalı bir ülkede bulunduğumuz için burada Asya kültürü ve din karışıktır.
“Anne ile seks hakkında konuşmak bir tabuydu; bunu yıktık…”
Programımızda pek çok konu hakkında özgürce ve açıkça konuşulduğu için cinsel eğitim hakkında da bir kampanya başlattık. Çünkü okullarımızda yeterli bir cinsel eğitim yok. Aslına bakarsanız hiç yok. Sadece biyoloji dersinde işlenilenler var. Dolayısıyla istenmeyen hamilelik ve tam olarak ne olduğunu bilmeden, sadece merak ettikleri için seks yapan yeniyetmeler gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Cinsel eğitimle yapmak istediğimiz şey; AIDS gibi hastalıklar kapabilecekleri durumları önlemek. Tabii ki seks büyük bir sorumluluk gerektirir. Programda bu konuyla ilgili bir bölüm yaptık ama aslında bu çok zordu. Öncelikle sıkı bir sansür kanunumuz var dolayısıyla erkeğin özel yerine ve kadının özel yerine atıfta bulunduğumuz belli kelimeler var. Yani dili çok kısıtlı kullanıyoruz.
“Çok moderniz ve liberaliz; ama geleneklerimizi unutmayız…”
Malezya’da çok modern ve son derece liberal bir şekilde yaşıyoruz. Değişen pek çok şey var Malezya’da. Jenerasyonlar arasında ciddî ölçüde farklar var. Dışarıda, geleneksel kıyafetlerle dolaşan yaşlı kadınlar görürsünüz. Her gün olmasa da, beraber biz de geleneksel kıyafet giyeriz. Bayramlarda hâlâ geleneksel kıyafetlerimizi giyeriz. Nadiren de olsa iş yerinde bu tarz giyinen pek çok kız var; bu kabul gören bir kıyafet. Sadece Malaylar için değil, aynı zamanda Çinliler için de geçerli bu. Onlar da chong xiam kıyafetlerini giyerler. Hintliler sarilerini iş yerinde giyebilirler. Yani bu ülkemizde kabul edilir bir şey. Fakat aynı zamanda kot ve tişört giyinmiş, farklı tarzda konuşan gençler de görebilirsiniz. Bazen anne babalar veya yaşlı insanlar bu konuşma tarzını anlayamaz. Ama sanırım bu endişe verici bir durum değil. Sadece Malezya’nın karşılaştığı bir sorun da değil. Bu dünyanın artık küresel bir köy olduğunu gösteriyor.
Biz, bütün bunlara rağmen geleneklerimizi unutmayız. Evimize ayakkabılarımızla girmeyiz. Bu, Malezya’da bir gelenektir. Eğer bir Malay evindeyseniz içerde ayakkabı giyemezsiniz. Ben yemeği hâlâ ellerimle yerim; çatal veya bıçak kullanmam.