
Marjan Sheikholeslami
Haber Ajansı Yöneticisi
“Kültürel Miras Haber Ajansı” İran’ın tarihi kültürel mirasını konu edinen bir haber ajansı olarak ajans daha çok internet sitesi ve yayınları ile hizmet veriyor. Dünyada böyle bir alanda çalışan tek haber ajansı olarak da dikkat çekiyor, BM ve İKÖ tarafından destekleniyor. Ajans modern bir binada çalışmalarını sürdürüyordu. Çalışanlarını çoğu kadın, Ajansın çalışma ortamında kadınlar erkeklerle aynı masa etrafında birlikte çalışıyorlar. İran’da genel çalışma ortamında bir kaç -göç profili yok ve kadınların erkeklerle yan yana çalışması yadırganmıyor. Herhangi bir batılı haber ajansından farksız görünün çalışma ortamında tek fark kadınların çoğunun başlarından düşüverecekmiş izlenimi uyandıran başörtüleriydi. Burada çalışan kadınların çoğunluğu iyi eğitimli ve genelde iyi derecede iki-üç dil biliyorlar. Ayrıca hepside makyajlı, bakımlı ve estetik olarak bir iddia taşıyor. çok eski bir tarihe sahip İran’ın kültürel mirasını tanıtmak gibi misyonu tek başına üstlenen bu ajans’ın kurucusu da yöneticisi de bir kadın. Marjan Sheikholeslami yoğun bir çalışma temposuna sahip,İranlı kadınların sembolü olan çador giymiyor,daha çok uzun ceketleri tercih ediyor. Başörtüsü ise özenli ama küçük bağlanmış. O’da diğer İranlı kadınlar gibi bakımlı bir yüze sahip. Gazeteci kökenli olan Sheikholeslami şu başarısında kadın çalışanların payının büyük olduğunu söylüyor.
“Kültürel Miras Haber Ajansı” dört yıl önce kuruldu. Başlangıçta sadece 10 kişiydik. Şimdi ise 230 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Kültürel mirasımızın korunması, ülkemizin tanıtımına katkıda bulunmak, şehirciliği ve şehir yaşamını olgunlaştırmak ve kültürümüzün kitaplar yoluyla bugüne ve geleceğe aktarılması, temel hedeflerimizin başında geliyor. Tüm bu hedeflerin gerçekleştirilmesinde izlediğimiz yöntem ise gazeteciliğin temel ilkeleri ve ahlakına bağlı kalarak çalışmaktan ibaret. Internet ortamında dört farklı web sitemiz bulunuyor, bunlar sırasıyla; kültürel miras, turizm, kitap, şehircilik ve mimari konuları üzerinde haberler yapıyor. Bu sitelere yakın zamanda fotoğraf arşivimizi de ekledik. Bu siteler Farsça’nın yanı sıra Arapça ve İngilizce yayınlar yapıyor; sırada ise Fransızca var, zamanla daha da gelişmeye ve sesimizi tüm dünyaya duyurmaya kararlıyız.
Kültürel alanları konu edinen dünyadaki tek haber ajansıyız…
Biz öncelikle haberciyiz! Bu yüzden de yaptığımız şey sadece bir tanıtım değil, konularımız sürekli olarak güncelliyoruz. Bir gazeteci olarak benim en önemli misyonum, dürüst, bilgili ve işinin uzmanı olmuş bir gazeteci nesli oluşturmak. Burada bunu başarabildiğime inanıyorum. Ama yeterli değil, daha da çok çalışmalıyız.
Bizim en önemli başarımız ise kültürel mirasımızın ve İran Kültürünün iletişim araçları aracılığıyla insanlarımızın ve devletimizin gözünde daha da değer kazanması olmuştur. Bu alanları konu edinen dünyadaki tek haber ajansıyız, bunu İslam Konferansı Örgütü de tasdik ettiler, aynı zamanda UNESCO’nun övgüsünü almayı başardık.
İran’da kadınların çalışması desteklenir…
Ben İranlı ve Müslüman bir kadın olarak çalışma hayatım boyunca hiçbir dini ya da siyasi kısıtlamayla karşılaşmadım. Bugün itibarı ile konuşacak olursak; ülkemizdeki kadınların çalışmak istemesi, iş kurması ya da her hangi bir alanda çalışması şaşırılacak bir durum değildir aksine desteklenen bir şeydir.
Ülkemiz kadınları siyasette son derece aktiftirler, başkan yardımcısı olan, milletvekili olan, şehir meclisi üyesi olan sayısız kadın var çünkü erkeklerin yanında çalışıyor olmaları bizim için tuhaf bir durum değildir. Erkekler bu duruma itiraz ediyorlar mı? Ediyorlar! Ama şaka yollu. “ Bize ait bütün makamları ele geçirdiniz, sizin sayenizde bize yapacak iş kalmadı gibilerinden! “
Ayırımcılığa karşıyım ama kızlarla çalışmayı tercih ediyorum…
Aynı şekilde üniversitelerimizde okuyan kız öğrencilerin sayısı erkekleri geçmiş durumdadır. Bu öylesine bir artış değildir. Kadınlarımız sadece eğitim ve siyasette değil her alanda çok çalıştılar ve çalışmaya devam ediyorlar. İşlerinin kadrini biliyor, zamanı doğru kullanıyor ve ilgili oldukları işlerde azami gayret harcıyorlar. Ayrımcılıktan hoşlanmadığım halde, ben bile kızlarla çalışmayı tercih ediyorum çünkü işlerinin hakkını erkeklere göre daha çok veriyorlar. Buradan erkek düşmanı olduğum anlaşılmamalı, tam aksine , bu tür ayrımcılıkların tamamına karşıyım…
Bir kadın hem iyi bir iş kadını hem de anne olabilir…
Çalışan bir kadın oluşum aile yaşamımı etkiliyor mu? Elbetteki etkiliyor, ama şunu övünerek söylemeliyim ki zamanımın kıymetini çok iyi bildiğim için ve onu doğru bir şekilde kullanmayı öğrendiğim için çok fazla sorunla karşılaşmıyorum. Hiç sorun yaşamıyorum demiyorum, öyle anlar geliyor ki mesela çok önemli bir toplantının arifesinde çocuğum hastalanıyor, bu gibi durumlarda elbetteki denge gözetemezsiniz. Ama işiniz mi aileniz mi gibi uç noktada seçimler yapmak zorunda değilsiniz, bir kadın hem iyi bir anne hem de iyi bir iş kadını olabilir, geri kalan sorunlar istisnadır ve o anki durumun ehemmiyetine göre seçiminizi yaparsınız. Ama genel anlamda konuşacak olursak, bir ev hanımı bir anne bir eş olmanız çalışmanıza engel değildir.
Öte yandan iş hayatına atılan kadınlar için kimi iyileştirmeler yapılması gerektiğine de inanıyorum. Çünkü hamile bir bayanın, doğum yapan bir kadının kesintisiz bir şekilde çalışmaya devam etmesini bekleyemezsiniz. Bu konuda kanuni düzenlemeler olsa bile bunların yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yine de umutsuz değilim. İşler günden güne iyileşme eğilimi gösteriyor.
Kadınlar devrimden sonar daha aktif konuma yükseldiler…
Ben İranlı kadınların Batı Dünyasında yaşayan kadınlara göre çok daha aktif ve çok daha çalışkan olduklarını düşünüyorum. Onların bizden daha ilerde olduklarına inanmıyorum. İran’ın gelişimi dünyayla eş zamanlıdır, teknolojik gelişmeleri, dünya ile aynı anda takip ediyoruz, modern yaşamın getirdiği yenilikleri eş zamanlı kullanıyoruz. Yani dünya ne kadar geliştiyse biz de o kadar geliştik. Tersi doğru değildir. Elbetteki kültürel farklar vardır bu da tabiidir. İslam devriminden sonra yönetim biçimimiz İslami oldu, kadınlar hicab altına girdi. Ama bunlar sadece kültürel farklılıklar ve gerileme göstergesi değil. Tam aksine bizde İslam devriminden sonra kadının çok aktif bir konuma yükseldiği görülür. Erkeklerimizin kadına karşı bakış açısı devrimden sonra daha çok sıhhat kazanmıştır. Şu anda kadının evi dışında farklı faaliyetlerde bulunabileceğine herkes inanıyor, erkeklerimiz de kadınlarımız da açık görüşlüler. Devrimden sonra kadınların eğitim almaları ve iş sahasına atılmaları sıradanlaştı. Bunlar bizim kazanımlarımızdır.
Batıdan en önemli farkımız modernleşmeyle birlikte kimliğimiz kaybetmemiz…
Bana göre İranlı kadının Batı dünyasındaki hemcinslerinden en önemli farkı, modernleşmeyle birlikte kimliğini kaybetmemesidir. Batı da kadın çalışma hayatına atıldıktan sonra bir seçim yapmak zorunda bırakıldı, evi mi işimi diye. Ve kadınlar işleri uğruna yuva kurmaktan vazgeçirildi. İyi bir eş, iyi bir ev hanımı, iyi bir anne olmak onlar için sosyal hayata aktif bir şekilde katılmalarına engel olarak görüldü. Oysa İran’da durum çok farklı, burada çalışan kadınlar hem iyi bir eş hem iyi bir anne olabiliyor. İşi eviyle ilgilemesine engel değil, eviyle ilgilenmesi işine engel değil. Yine de bugünün İranlı kadınının 20 yıl önceki İranlı kadınla aynı olduğunu söyleyemem. Modern yaşamın getirdiği zorunluluklar burada da rollerin kısmen değişmesine neden oldu, günümüzde pek çok kadın çocukları için bakıcı tutuyor ya da onları yuvaya yolluyor, yine de bu son söylediğin az önce söylediklerimle bir çelişki oluşturmuyor. Çünkü İranlı kadın evi ve işi arasında denge kurmayı başarmıştır…
İranlı kadın her ne düzeyde olursa olsun iş ortamı içinde başarılı olmak ve yükselmek istiyor. Öte taraftan işinin hakkını verebilmesi için huzurlu bir iş ortamı ve kendisine saygı duyulmasını istiyor. İranlı kadın çalışırken sadece kadın olarak görülmek istemiyor, işinin hakkını veren güçlü bir insan olarak tanınmak istiyor. Yani cinsiyet ayrımcılığına tabi tutulmak istemiyor. Ne kadar açık görüşlü olursak olalım biz halen geleneksel bir toplumuz, bu yüzden de erkeklerin genel zihniyeti kadını ev hanımı ya da bir anne olarak görmeye eğilimlidir. Bu yüzden de kadınların çalışmasına ses etmeseler de evdeki beklentileri farklı oluyor, oysa kadınlar da çalışırken en az onlar kadar yoruluyorlar, sonra da evde yoruluyorlar bu yorgunluk ister istemez iş ortamına da yansıyor.
Tekrar söylüyorum: Toplum içerisinde faaliyet gösteren bir kadın, faaliyet göstermekte olan bir erkeğin isteklerinin aynısına sâhiptir. Buna ilaveten kendisinin sadece bir kadın olarak değil, güçlü ve çalışmakta olan bir insan olarak tanınmasını istiyor… Çalışan kadın çalışan erkeklerle aynı haklara sahip olmak istiyor…