Rahile Binti Amir Sultan Riyami
Şûra Meclisi Üyesi
BİZİM MEDENÎ HUKUKUMUZ İSLÂM’IN YÜCE HOŞGÖRÜSÜNE DAYANIYOR
Umman, sultanlıkla yönetilen bir ülke. Bütün kararlar majestelerinin onayından geçmek zorunda. Fakat aynı zamanda kendilerine özgü bir demokratik yapıları da var. İlk seçimler 1994 yılında yapılmış. Halk, şûra meclisini seçiyor, sultan ise senatoyu (devlet meclisini). Kararların alınmasında en büyük yetki sultana ve sultanın seçtiği kişilere ait. Kadınlar, sultanlarının fermanıyla bu yeni demokrasinin başından itibaren siyasette yer almışlar. Rahile binti Amir Sultan Riyami de Sultan Kâbus’un fermanıyla aday olmuş. Köy köy dolaşarak kadınlara, siyasete katılmaları gereğini anlatmış. Toplumun, kadınların önüne koyduğu engelleri kaldırmak için mücadele vermiş bir parlamenter. Aynı zamanda Gönüllü Kadınlar Komitesi’nin koordinatörü.
Kuveyt’te bir okulda, beş yıl süreyle görev yapmıştım. Bu nedenle Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Bölümüne başkan olarak atandım. Sonra Yüksek Öğrenim Müdürlüğünde görevlendirildim. 5 yıl süreyle bu görevde kaldım. Bu görevden sonra 16 yıl eğitim planlama müdürlüğü yaptım. Erken emekli oldum, ardından da gönüllü olarak çalışmaya başladım. 1974’te Maskat’taki Umman Kadın Derneğine üye oldum. Gönüllü Kadın Çalışması Konseyi başkanlığına seçildim. Nur Görme Engelliler Derneğinde çalıştım. Engelli Çocukları Koruma Derneği yönetim kurulu üyeliği yaptım.
Şu anda şûra meclisi (parlamento) üyesi olarak yoluma devam ediyorum.
“Sultan’ın fermanı ile aday oldum…”
Sultan Kâbus, kadının seçimlere katılması için çağrıda bulununca ben derhâl harekete geçtim ve aday oldum. O sırada Gönüllü Kadın Çalışması Konseyi Başkanlığını yürütüyordum ve Umman kadın derneklerinin faaliyetleriyle ilgileniyordum. Sonra bütün kadın derneklerini dolaştım ve oralarda kadınlarla toplantılar yaptım. Onlarla beraber, sultanlığın yayımladığı kadının seçimlere katılmasına ilişkin talimatları değerlendirdik. Şöyle düşünüyorduk: Mademki bize böyle bir fırsat verilmiş, o hâlde kadının siyasal katılımının önemini idrak etmemiz gerekir. Bunun için 1974 yılında, Muskat’ta bir oluşum gerçekleştirdik. Bir sonraki aşamada ise oluşumu, diğer bölgeler düzeyinde genişlettik. Böylece kadınlara verilen seçilme fırsatı aşamalı olarak gerçekleşti ve kadınlar bir süre sonra bunun bilincine vardı. Çünkü 1970’ten önce kadının eğitimi bile söz konusu değildi. O zamana kadar sadece yurt dışına giderek eğitim alan kadınlar vardı. Bizde kadının eğitim alması 1970’ten sonra başlamıştır.
Sultan, kadınları siyasete girmeye çağırmış ve onlara siyasete girmelerinin önemini anlatmıştı. Benim aday olmamdaki temel neden de Sultanımızın yayınladığı ferman olmuştur.
“Umman’da medenî hukuk var…”
Her toplumda bir takım sorunların olması doğaldır. Önemli olan bu sorunların aşılması için hukukî kolaylıkların sağlanmasıdır. Umman Sultanlığı’nda kanunlar kadın erkek eşitliğini vurgular. Sultan da yaptığı konuşmalarında buna dikkat çeker. Bizim anayasamızda ve diğer yasalarımızda, kadın erkek arasındaki eşitliği açıkça ifade eden hükümler bulunmaktadır. Meselâ ortada bir aile sorunu varsa bunu çözecek medenî hukukumuz da vardır. Burada şunu da vurgulamak gerekir. Umman’dan önce bu yola çıkan bir çok ülkede hâlâ medenî hukuk yok. Bizim medenî hukuk sistemimiz İslam’ın yüce hoşgörüsüne dayanır. Anayasada aile hayatını düzenleyen medenî hukuka ilişkin tam 282 madde bulunmaktadır. Nişan, evlilik, boşanma gibi konulara ilişkin yasalarımız vardır. Bu yasalar ailelere huzurlu bir yaşam sunmaktadır.