Zamzam Süleyman Al Raşdi
Umman Sultanlığı Televizyonu Haber Müdürü
NE GELENEĞİ UNUTTUK NE DE MODERNLİKTEN VAZGEÇTİK
İstanbul’un kışından Umman’ın sıcak iklimine indiğimiz ilk günde yaptığımız ilk röportaj Zamzam ile oldu. Burnumuza gelen hafif baharat kokularına, nemli ve sıcak iklime alışmaya çalışırken karşımıza duran güler yüzlü genç haber müdürü, bütün yabancılık duygumuzu alıp götürdü. Zamzam, Umman televizyonunda üst yönetici görevine getirilen ilk kadın. Asıl mesleği İngilizce öğretmenliği, mesleğini yaparken radyoda yarı zamanlı olarak çalışmaya başlamış, ardından televizyonda haber müdürlüğüne kadar yükselmişti. Bu süreçte Umman Sultan’ı Kâbus’un kadınları çalışma hayatına katma isteğinin payı vardı elbette. Zamzam, tamamı erkeklerden oluşan haberciler kadrosunun kadın müdürü olarak hiç yadırganmıyor.
1993 yılında Sultan Kâbus Üniversitesi İngilizce Bölümünden mezun oldum. Beş yıl boyunca İngilizce öğretmeni olarak çalıştım. Daha sonra medyada çalışmaya başladım.
Doğrudan haber müdürü olmadım. Öncesinde sunuculuk yaptım, editörlük yaptım… Basamak basamak ilerledim.
“Arap ülkelerinde kadının idareci olması zordur…”
Bu noktaya gelinceye kadar elbette birçok zorlukla karşılaştım. Haber dairesinde çalışanların hepsi erkekti. İlk başta, bir kadın tarafından idare edilmekten rahatsızlık duydular. Çünkü bazıları benden daha kıdemliydi. Zamanla iyi bir ekip olduk. Bana güvendiler ve anlayışlı davrandılar. Şimdi onların konuşmalarından, benimle çalışmaktan memnun olduklarını anlıyorum.
Rahatsızlıklarının birinci nedeni kıdem bakımından onlardan geri olmamdı. İkinci nedeni de kadın olmamdı. Arap ülkelerinde kadının idareci olması zordur. Çünkü bu alışılmış bir durum değildir. Fakat toplum, değişimi çok çabuk kabul ediyor.
“Medyada evli bir kadının işi daha zor…”
Haber müdürü olmam ailem, arkadaşlarım ve çevrem tarafından çok iyi karşılandı. Bir kadın olarak bu makamda olmam onlar için bir şerefti. Yine de sorumluluğunun ağır olmasından endişe duydular. Eve geç saatlerde dönmem onlara rahatsızlık veriyordu. Evli olmamam sorumluluğumu nispeten hafifletiyordu. Medyada evli kadının işi daha zordur. Çünkü evdeki işler ve çocukların bakımı sorumluluğu artırıyordu.
“Kadın, hükümetin talebiyle yüksek görevlere getirildi…”
Umman’da kadınla ilgili bütün değişimler hükümetin talebiyle olmuştur. Sultan Kâbus, kadının toplum içerisinde erkekle aynı haklara sahip olduğunu söylemektedir. Hatta yönetimde erkeğin yanında yer alması için gerekli çalışmaları yapmaktadır. Şu anda milletvekili olan kadınlarımız vardır. Hollanda Büyükelçimiz bir kadındır ve yurt dışında ülkemizi temsil etmektedir. Aynı zamanda kadın bakanımız da bulunmaktadır.
Umman toplumunda kadın ve erkek arasında bir fark yoktur. Toplum sadece, kadın ve erkeğin birlikte çalışmasına ve kadının idarî bir göreve gelmesine alışık değildir. Ancak bu durum giderek değişiyor. Halk artık kadının yönetimde yer almasını benimsedi. Kadınlarımız da bu alanlarda hakkına sahip çıkmaya başladı. Özel sektörde de aynı şekilde değişimler oldu. Erkekle kadınlar aynı alanda yan yana yer almaya başladılar. Şimdi aralarında hiçbir fark yok.
“Diğer Körfez ülkelerinden farklıyız…”
Ummanlı kadınların ve erkeklerin diğer bölgelerin insanından ayrılan özellikleri var. Bizim, Körfez ülkeleri insanı olarak birçok konuda benzerliğimiz var; örf ve âdetlerimiz, geleneklerimiz, kültürel yapımız gibi… Öteden beri âdetlerimize bağlı olmamız, onlara sahip çıkmamız ve yeniliklere açık olmamız bizi diğerlerinden ayıran özelliklerimizdir. Ayrıca muhafazakâr toplumlarda kadın hâlâ haklarını almak için mücadele verirken Ummanlı kadın bu haklarını rahatlıkla kullanmaktadır.
“Arap kadını Batı medyasında yanlış tanıtılıyor…”
Dünyada, Arap ülkelerindeki kadınların ezildiği ve hiçbir hakkı olmadığı yargısının oluşmasında Batılı medyanın büyük payı var. Oysa Batılılar isteselerdi ellerindeki imkânlarla Arap toplumunu hakkında daha doğru bilgiye ulaşabilirlerdi. Bizim bu yargıyı değiştirmemiz gerekiyor. Kadınlar Arap ülkelerinde çok çeşitli alanlarda çalışıyorlar. Bunlardan bazıları parlamentoda milletvekilliği görevindedir. Arap toplumunda kadının ezildiğini ispat etmeleri gerekir.
Arap toplumunda kadının hakları ve erkeğin hakları hukuk kurallarıyla belirlenmiştir. Arap kadınının ve Müslüman kadının kendisine has özellikleri vardır. Batılı kadın ise daha farklıdır.
“Batılı kadını çok yorgun görüyorum…”
Ben burada çok mutluyum. Buradan ayrılmak bana zor gelir. Ailemin ve arkadaşlarımın yanında olmaktan memnunum. İşim gereği bir yere gittiğimde buraya özlem duyarım.
Ben, Batılı kadının çok yorgun olduğunu görüyorum. Orada kadının kendisi var olmaya çalışıyor; ona yardımcı olan çok az kişi var. Halbuki Arap ülkelerinde ve Umman’da kadına başkaları da yardımcı olur. Meselâ ben istemezsem yarın istifa eder ve evde otururum. Eşim, babam, kardeşim, ailem bana bakarlar. Benim için de evde oturmak sorun değildir. Tersine daha rahat ederim.