MALEZYA, GÜLÜMSEYEN İSLAM
Malezya’ nın hikâyesi ultra modern görünümlü başkent Kuala Lumpur’ da değil, tarihi kent Malaka’ da başlıyor. Portekizliler burada karaya çıkıyorlar ve Malezya halkı için yaklaşık 5 asır sürecek olan esareti başlatıyorlar. Sonra Hollandalılar ve İngilizler geliyor. Yani Asya’da Baharat Yolu’na açılan Malaka boğazının suları hiç durulmuyor.
Malezya’ ya 1957’ de iyi hali göz önünden bulundurularak sömürgeci İngiliz Efendi tarafından bağımsızlığı bahşediliyor. Siyaset bugün ülkenin sadece yarısını oluştursa da da kendilerine “Bumi Putra” yani toprağın prensi diyen, farklı eğitim ve mülk edinim haklarına sahip olan yerli Müslüman Malezyalıların elinde. Ülke eski sömürgeci efendileri İngilizler gibi meşruti krallık ile yönetiliyor. 13 eyaletten oluşuyor, her birinin bir sultanı var ve sırayla ülkenin sultanlığını yapıyor.
“Malaysia Boleh” yani “Malezya Yapar” bu ülkede her yerde göze çarpan bir slogan. Bu slogan çok etnik yapıya sahip ülkeyi tek bir hedef etrafında toplamış; modernleşme. Planlı şehirleri, palmiye ormanlarını yaran otobanları, ışıklı ve düzenli caddeleri, çok etnik ama ahenkli yapısıyla Malezya mükemmel bir küreselleşme resmi çiziyor. Modernliğin ve refahın simgesi ışıltılı Petronas kulelerinin gölgelediği sokaklarda her renk insan görmek mümkün.
MEDYA
Malezyalı kadınlar diğer İslam ülkelerindeki kadınlardan daha şanslılar ama toplumda kadınları etkileyen pek çok problem var.
Ekranlardan cinsel eğitim verilmesi, HIV AIDS’ in açıkça konuşulabilmesi diğer İslam ülkelerinde görülmeyen bir gelişme. Bununla birlikte Malezya’da bu modern yaklaşıma itiraz eden din adamları da mevcut.
KADIN ÖRGÜTLERİ
Malezyalı kadınlar sosyal haklar ve dinin erkek egemen yorumuna karşı direnme yönünden İslam dünyasının diğer pek çok bölgesinden ileriler. Çünkü ülkelerinde güçlü ve organize bir kadın hareketi var. Ülkedeki etnik yapının renkliliği de kadın derneklerine yansımış. Haklarını Kuran’da ve İslamda arayan “Kız Kardeşler Derneği” de “Çinli Kadın Müteşebbisler Derneği” de sıkı feminist, WAO derneği de bu çatı altında.
MODERNİZM VE GELENEK
Malezya modernite ile geleneğin harmonisine inanan bir ülke. Kadınlar haklarını arıyorlar, modern ve eğitimliler ama gelenekle bağlarını asla koparmıyorlar. Bununla da gurur duyuyorlar. Ödüllü tv programının sunucusu elleriyle yerken hiç de şık olmayacağını umursamıyor.
İslamcı feminist akımın öncüsü olarak bilinen İslamda Kızkardeşlerin başkanı Zeynel Anwar ise bayramları asla tatil beldesinde geçirmeyeceğini söylüyor.
Peki bu kadınlar hiç modernite ile İslami gelenekleri arasında çatışma yaşamıyorlar her şey böyle mükemmel formüle edilmiş bir kimya karışımı gibi net mi zihinlerinde ve hayatlarında? En samimi cevabı yılların iş kadını Meryem Süleyman verdi.
Bu modern ve olabildiğince serbest ülkede başörtülü yığınlar insanın gözüne ilk çarpan şey. Sokakta, işyerinde, okulda, medyada, siyasette gözüküyor ve göze hitap ediyorlar. Meryem Süleyman’ ın deyimiyle bu bir “hidayet” mi yoksa moda mı onu anlamak güç
Malezyalı kadınlar başörtüleriyle modayı belirliyorlar. Onlar tv programlarının seyirci koltuğunda değil sahnedeler, magazin kapaklarındalar, hatta ve hatta şampuan reklamlarındalar. Şarkı söylüyor, moda giyiniyor ve moda üretiyorlar.
ÇOK EŞLİLİK
Çok eşlilik belli kanuni düzeltmelerle zorlaştırılmış ama kanunda gedikler çok. Başka bir ülkede evlenip para cezası ödeyip evliliği Malezya’da onaylatılabiliyor ya da dini yasalar standart olmadığı için bir eyalet sıkıyken diğeri daha gevşek olabiliyor. Bu da geçerli bir nedeni olmaksızın ikinci bir kadın almayı kafaya takmış kocanın işini kolaylaştırıyor.
Ev içi şiddet yasası, çok eşliliğin şeffaflaştırılması, boşanmış eşlere mali yardım, hep bu kadınların çalışmaları sonucu hayata geçmiş projeler. İlk başta kimsenin buyur edip destek vermediğini yıllarca uğraştıklarını söylüyorlar.
BAŞÖRTÜSÜ
Ülkedeki genel özgürlük havasının aksine başörtüsünün zorunlu olduğu yerler de var. Bunlardan biri Uluslararası İslam Üniversitesi. İslam Konferansı Teşkilatı’ nın insiyatifinde yarı özerk bir kurum olan üniversitede 92 ülkeden gelen bütün kız öğrenciler başörtüsü takmak zorunda. Ülkede prestiji olan hukuk fakültesine gelen Çinli gayri Müslim kızlar bile bu kurala tabi. Aksi davranışlara disiplin cezası uygulanıyor ve okuldan atılmaya kadar gidebiliyor
“Bereket versin sadece kampus içinde bu kural geçerli. Yoksa okulun yarısı atılırdı” diyor adını vermek istemeyen bir öğrenci. Hukuk fakültesi hocası da bu görüşü destekliyor.
İslam Üniversitesi kızların kılık kıyafeti konusunda bu kadar katıyken eşcinsel öğrenciler hususunda çok hoşgörülü davranıyor. Erkeklerle Cuma namazına da katılan bu öğrencilerin rencide edilmemesi hususunda sıkı sıkı uyarılıyor öğrenciler. Üniversite otoritesinin ümidi ise onları ıslah etmek.
EVLİLİK
Malezya bizi daha çok şaşırtacağa benziyor. Eşcinseller İslam üniversitesine entegre olurken popüler gençlik programında evlenmeden hamile kalan kız rolünü başörtülü bir kız oynuyor. Amaç toplumun evlilik dışı hamileliklere alışmasını sağlamak.
“Kadına Yardım Derneği”nin başkanına göre aslında toplum evlilik dışı hamilelik konusunda dizide gösterildiği gibi merhametsiz değil. Aileler beklenmedik bir şekilde olgun davranıyor ve çocuğu kabulleniyorlar.
İslam dünyasının her yerinde ortalama bir babanın kızdığı noktalar değişmiyor. Mimi’ nin babası gençlerin artık adetleri umursamayıp evlilik öncesi gezip tozmasından şikayetçi.
Mimi mastırını bitirip kariyerinde biraz ilerledikten sonra 29 yaşında evleniyor. Diğer Malezyalı kadınlar için de evlilik yaşının yükseldiği doğru ama Japonya’daki gibi bekar kariyer kadınları fenomeni yaşamadıklarını söylüyorlar.
Malezya kalkınma ve refahını petrol kaynakları ve palmiye ağaçlarının yanı sıra erkeklerle omuz omuza çalışan kadınlarına borçlu. Bunun evlilik yaşı üzerindeki etkisi ise doğal. Nasılsa kadınlar nasıl dengelemeleri gerektiğini biliyorlar.
GELENEK
Işıltılı gökdelenleriyle hızlı ve modern Kuala Lumpur’ un biraz dışına çıktığınızda Malay geleneklerinin izlerini daha fazla görüyorsunuz. Şüphesiz bu konuda en köklü geçmişe yarımadanın en eski şehri Malaka sahip. Buradan karaya çıkan sömürgeci Avrupalılar ülkenin kaderini ve Malaka’nın mimarisini etkilemişler. Hollanda meydanındaki Mesih Kilisesi ile Kraliçe Victoria havuzu birbirine bakıyor. Tepede içinde Portekizli korsanların mezar taşları bulunan St. Paul Kilisesi Hint Okyanusu’ nu seyrediyor. Buna rağmen Müslüman halk geleneklerini asırlar boyu korumayı başarmış.
Modern ve görünür olmak… Devletin Müslüman kimliğe vurgusuyla başörtülü Müslüman kadınlar görünür kılınmış. Modernitenin getirdiği şeffaf ve liberal hava travestileri fuhuşu ve uyuşturucuyu da görünür kılmış. Ev içi şiddet ve aile içi cinsi tacize karşı kampanyalar da görünür şekilde reklam panolarında televizyon reklam filmlerinde yer alıyor. Işıltılı bir alış veriş merkezinin çıkışında bir hayat kadını çalıştığı randevu evine çağıran broşürler dağıtıyor ve ellerinde Gucci Topshop ve Watsons poşetleri ile başörtülü Malay kızlar onu aşıp taksiye yetişmeye çalışıyorlar. Malezya işte orada…