Ayşe Berki
Iqra Cezayir Okuma-Yazma Derneği Başkanı
Çalışma hayatıma erken denecek bir yaşta, öğretmen olarak başladım. Acı tatlı pek çok anımın olduğu bu mesleğe tam 33 yılımı verdim. Çok şey öğrettim; ama en önemlisi çok şey de öğrendim. Bu mesleğin bana öğrettiği ilk ve en önemli şey bağımsızlık oldu. Bağımsızlığımızı elde ettiğimiz 1962 senesinde Cezayir Müslüman İzciler Derneğini kurdum. Böylece isyan dolu diyebileceğim ilk eylemimi gerçekleştirmiş oldum. 1963’te köyde okuma yazma öğreten birkaç kişiden birisiydim. 1965’te Cezayir Birleşik Kadınlar Cemiyetine girdim ve 1990’a kadar onlarla birlikte çalıştım.
“Okuma yazmayı bilmemek daha çok kadınları vuruyor…”
1979’dan 1990’a kadar FLN’de militandım. 86-90 yılları arasında yönetim kurulunda bile görev almayı başardım. Bütün bunların ardından İqra Cemiyetini kurmaya karar verdim. Çünkü seçimlerde oy kullanma hakkı olan pek çok kadınımız – özellikle de köylü kadınlar- sırf okuma yazma bilmedikleri için destekledikleri partilere oy veremiyorlardı. Seçim zamanında, üzerinde 18 partinin adının yazıldığı oy pusulalarını ellerine aldıklarında hiçbir şey anlamıyorlardı. Kadınların bu çaresizliği bana; benim gibi düşünen kadınlarla birlikte Cahilliğe Karşı Savaş Cemiyetini kurdurdu. İsmi sonradan “İqra” oldu. Bu isim boşuna seçilmedi. İqra Kuran’ın ilk ayeti olup, Müslümanları okumaya çağırır. Buradan hareketle kurduğumuz dernek sayesinde 10 yılda 300.000’den fazla kadın ve erkeğe okuma yazma öğrettik.
Okuma yazmayı bilmemek daha çok kadınları vuruyor. Bu gün, 2005’te okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 26,5 seviyesinde. Hâlbuki cemiyeti kurduğumuz sene Cezayir’de bu oran % 43 seviyesinde idi. Cahilliğin gerilemesi sadece bizim çabamızla olmadı. Millî eğitim programının da bunda etkisi vardı. Bugün kız ve erkek çocukların % 98 i okula gidiyor.
Ne yazık ki millî bir trajedi dönemi yaşadık. Bu dönemde kızların okula devam etme oranı çok düştü. Bana göre son dört senedir işler yine yoluna girmeye başladı.
“Eşitsizliğin kaynağı din değil…”
Cezayir kadınlarının bugün karşılaştıkları problemler, dünyanın diğer ülkelerinde yaşayan kadınların karşılaştıkları problemlerden pek de farklı değil kanımca. Zira televizyon sayesinde dünyada olup bitenleri daha yakından takip edebiliyoruz ve görüyoruz ki bütün dünyadaki kadınların en önemli ortak sorunu eşitsizlik. Ben, problemlerin dinden kaynaklandığına inanmıyorum. Sorunun kaynağı zihniyet ve davranışlardır. Bizim yapmamız gereken şey, bu yanlış zihniyetlerle mücadele etmektir.