Dr. Yasmin Kathrada
Doktor, Tezhip Sanatçısı
Yasemin hayatı çelişkilerle dolu ilginç bir İngiliz Müslüman. Ane ailesi, ne kendi toplumu ne de İngiliz toplumu onun üzerinde tam bir hakimiyet kuramamış. Kişiliğin bu üçünden de parçalar var. Dinamik, özgün ve arayışları olan birisi. Evlenmek dışında evlerinden ayrılan kadınların olmadığı bir ortamda 18 yaşında evini terk etmiş, Eğitim hayatını kendi isteklerine göre şekillendirmiş. Sık sık okul değiştirmiş en son Tıp fakültesinde karar kılmış. Ama hala sırf doktorluk yaparak hayatını sürdürmüyor. İstanbul'da hak ve klasik İslam sanatlarını öğrenmeye geliyor. O'nu içinde yaşadığı toplumun sorunlarından ziyade kendi varoluş mücadelesi ve kimliği ilgilendiriyor. Asi kimliği hem kendi Müslüman toplumuna hem İngiliz toplumuna ikisine birden farklı bir bakış geliştirmesine neden olmuş. Dr. Yasemin ilginç ve bir o kadar renkli bir İngiliz Müslüman
İslami hayatın gereklerini yerine getirirken sorunlar yaşıyor musun?
Bir keresinde bir kilisede namaz kıldım. Eğer namaz vakti girer de çevrede cami olmazsa kendimi çok belli etmeden herhangi bir yerde kılarım. Oldukları yerde namaza duran insanlar var. Ben bunu yapmaktan biraz utanıyorum. Özellikle de tek başıma isem bunu yapamam. Kendime namaz kılabileceğim kuytu bir yer bulmaya çalışırım. Meselâ eğer alışveriş yapıyorsam bir soyunma odasına girer ve orada namazımı kılarım. Yani kendime kuytu bir köşe bulmaya çalışırım. Ama her nedense parkta namaz kılmak konusunda bir sıkıntım yok. Eğer dışarıda geziyorsam parkta kılarım. Bir seferinde gayrimüslim bir arkadaşımla beraberdim ve namaz vakti geldiğinde: “Ben şurada, çimlerin üstünde namaz kılacağım.” dedim. Arkadaşımın söylediğine göre gelen geçen durup bana bakmış. Ben onları fark etmedim bile. Arkadaşım bu hareketimin çok cesurca olduğunu söyledi. Oysa ben kendimi cesur falan hissetmedim, sadece namazımı kıldım işte.
İngiltere’de yaşamaktan memnun musunuz?
Demokratik bir ülkede yaşamaktan memnunum. Kendimi Müslüman bir İngiliz gibi hissediyorum. Bu ülkede yaşamaktan ötürü kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Burada insanların istedikleri gibi yaşamalarına izin veriliyor. İnsanlar inançlarınıza karşı saygılılar. Meselâ lokantadayken namaz kılabileceğim bir yer olup olmadığını sorduğumda çoğu zaman benim için bir ofiste namaz kılmam için bir yer ayarlıyorlar. Bence bu harika bir şey.
Kendi yetişme çevreniz, aileniz, dininiz sizi sınırlandırdı mı?
Ben Gloucester'da büyüdüm. Oradaki ortamı her zaman biraz kapalı bulmuşumdur. Çevremizdeki insanlar sanki yeterince modern değillerdi ya da ben asi bir gençtim. Daha sonra Bristol Üniversitesi’ne okumaya gittim. Burası Gloucester'dan 30 mil uzaktaydı ve ben ailemden uzakta yaşadım. Bu o zamanlar Gloucester'da görülmemiş bir şeydi. Kimse tasvip etmiyordu. Bir sevgili bulup hamile kalacağımı düşünüyorlardı.
Oysa hayatım çok güzel geçti. Zor yanları da vardı ama bir bakıma özgürlüktü. Örneğin saat sekizde eve dönmek zorunda değildim. Gece kulüplerine gitmemi engelleyen bir şey yoktu. İtiraf etmek gerekirse her şeyi denedim. Gece kulüplerine gittim; ama hiç içki içmedim. Çünkü içki içmek gelmedi içimden. Müslümanlık adına kimliğime daha fazla bağlanmama neden oldu. Çünkü bu her şeyin yaşandığı ortamda değerlerime daha çok tutunmam gerektiğini hissettim. Bu kaotik dünyada bana anlamlı gelen tek şey İslâm'dı ve Allah'a her zaman inandım. Üniversiteye gitmek benim için müthiş bir tecrübeydi. Orada kişiliğim gelişti. Ardından Bristol'da çalışmaya başladım. 3 yıl sonra da eve dönmek gelmedi içimden.
Ayırımcılığa uğradın mı?
Müslüman olduğum için mi yoksa Asyalı olduğum için mi ayrımcılığa uğradım bilemiyorum. Müslümanlara karşı yapılan ayrımcılıkla Asyalılara karşı yapılan ayrımcılığı birbirinden ayıramıyorum. Mesleğimde de ayrımcılığa uğramadım. Meselâ bazı hastalar gelip İngiltere’de eğitim görüp görmediğimizi öğrenmeye çalışırlar. Aslında size güvenip güvenemeyeceklerini bilmek isterler. Bazı insanların bilinçaltında böyle şeyler yatar. Ama bence en kötüsü de insanların gerçekten de ayrımcılık yaptıklarının farkında olarak bunu yapmalarıdır.
Müslüman toplumun kadından beklentileri seni nasıl etkiliyor?
Biraz kaygan bir konu bu. Bu anlamda biraz kalıplaşmış yargılar var tabi. Kadının belli bir rolü üstlenmesinin beklendiği özellikle Asyalı çevreler var. Ben Müslüman bir kadın olarak Kur’an’a bakarım. İdeal olanı oradan öğrenirim. Bir kadın olarak eve ve çocuklara bakma konusundaki sorumluluklarımı kabul ederim. Ama bunu yapma tarzım sadece beni ilgilendirir. Yani çalışan bir kadınım bu yüzden zamanım dolu oluyor genellikle. Bir ailem olduğu takdirde evime bakarım elbette ama bütün günü evi temizleyerek geçirmem. Onun yerine bunu benim yerime yapacak birini tutarım. Ama tabi ki İslâm'ın kadının rolü hakkındaki prensiplerini temelde kabul ediyorum.